Geciken Adalet

Anayasamızda devlet Sosyal Hukuk Devleti olarak tanımlanıyor. Bu tanımlamanın yapıldığı ülkemizde Mahkemeler birtakım kararlar alıyorlar, aldıkları hukuki kararların açıklanmasıyla feryat başlıyor.

Böyle hukuk olmaz görürsünüz ne Danıştay kalır, ne filanca.
Bu karar ideolojik.
Bu karar siyasi.
Hukuku arkadan dolanırız.
Bizim başka yollarımız da var.
 
Bizler de hayretle dinliyoruz. Alınan hukuki kararlar maalesef uygulamaya konulmuyor,
kararların uygulanması ise doğrudan adil yargılamanın bir parçası. Adil yargılama kararla bitmiyor, devam ediyor, kararların uygulanmasını da kapsıyor. Uygulama yapılmıyorsa adil yargılamadan ve hukuk devletinden söz edilebilir mi? İşinize geliyorsa hukuku alıp kullanacaksınız, işinize gelmiyorsa rafa kaldıracaksınız.
 
Banka ve sigorta çalışanları ile emeklilerinin Sosyal Güvenlik Kurumu olan Vakıf-Sandıkların bu güne kadar SSK (Sosyal Sigortalar Kurumu) veya bu günkü adı olan SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) na devri için 1976 ve 2005 yıllarında yasa çıkarıldı. Bu yasalar Anayasanın Sosyal Hukuk Devleti ilkesine aykırı bulunarak Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Ancak; Üçüncü defa 2008 yılında 5510 sayılı kanun içinde geçici 20 madde ile yeni bir devir yasası çıkarıldı. Halen yürürlükte olan yasanın yürürlüğünün durdurulması ve iptali için CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) grubu 19.6.2008 tarihinde Anayasa mahkemesinde dava açtı. Anayasa Mahkemesi bu güne kadar davayı gündemine dahi almadı.
 
Bir dava 2–3 yıl boyunca Anayasa Mahkemesinin gündemine girmiyorsa o işte bir yanlışlık var demektir. Böyle şey olmaz. Her dava süratle sonuçlandırılması gereken davadır. Bir dava hiçbir neden açıklanmadan, gündeme getirmeden öylece raflarda bekletiliyorsa tanınan bu süreçte davalıya kendisi hakkında uygulama yaratma imkânı sağlanmış olur.
 
Nitekim 2010 en geç 2011 yılında Vakıf-Sandıkların devri ile ilgili uygulamayı hep birlikte göreceğiz. Umutlarımız ve adalet beklentilerimiz tozlu raflarda mı kalacak, yoksa hukukun bir yerlerinden mi dolanılacak?
 
Unutulmamalıdır ki, adalet toplum düzeninin temel harcıdır. Bu temel harç esirgenirse toplum düzeni de temelden sarsılır. Peygamberimiz Hz. Muhammet:”Bir saat adaletle hükmetmek, bir sene ibadet etmekten daha hayırlıdır.” Diyerek yönetimlerde adaletli olmanın Allah katında ne denli önemli olduğunu vurgulamıştır.
 
Walter Savage Iandor’da “Adaletin gecikmesi adaletsizliktir.” Diyerek nasıl adaletli olunabileceğinin temel taşlarını belirtmiştir.
 
Yargı mensuplarının geciken adaletin adaletsizlik olduğu kabulünü en temel doğrulardan birisi olarak görüp, yargı süreçlerini hızlandırmaları öncelikli davranışlarından olmalıdır.
 
Yargı kararlarının uygulanmaması yurttaşların devletten olan adil davranma beklentilerine zarar vermektedir. Toplumda devlete ve adalete olan güven sarsılmaktadır.
 
Her şeye rağmen adaletin bizler için de gerçekleşeceğine olan inancımızı ve hukuka güvenimizi sürdürüyoruz. Yeni yılın hepimize sağlık, mutluluk, refah, huzur ve bol şans getirmesini diliyorum. Sevgilerimle…

Gündem Arşiv