Hoşgeldiniz, Giriş Yapın

ADALET BU MU?

Değerli okurlar bir toplumu ayakta tutan en önemli sistem adalettir. Toplumun dirlik ve düzenlik içinde yaşamasının en büyük güvencesi hukuktur. Hukukun bozulmasını ise yargı önler. Ülkemizde durum böyle mi? Takdiri sizlere bırakıyorum.

              Hükümetlerin, devletin vatandaşlarının temel hak ve özgürlüklerini koruma yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülükten yargı bağımsızdır bahanesiyle kaçılamaz.Yargıdır ne yaparsa yapar gibi başka bahaneler de öne sürülemez.
             Vakıf-Sandıkların Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) devri ile ilgili Anayasa Mahkemesinin Gerekçeli Kararı temel hak ve hukukumuzu korumaktan çok uzaktır. Açıkça belirtmek gerekirse; 5510 sayılı yasanın geç.20.maddesinde ve 5754 sayılı kanunun 73. maddesinde de yargı kararındaki gerekçe öngörülmekte ancak bu hususun nasıl uygulama alanı bulacağından söz edilmemektedir. Anayasa Mahkemesi kararında “vakıf senedinde bulunmasına rağmen karşılanmayan diğer sosyal haklar ile ödemelerin yalnızca sandıklar tarafından değil, aynı zamanda sandık iştirakçilerini istihdam eden kuruluşlarca da ödenmesi öngörüldüğünden, kural kapsamındakilerin haklarının korunmadığı söylenemez” demekle kazanılmış hakların korunacağını vurgulamaktadır.   
        Nedir kazanılmış sosyal haklarımız ve ödemeler?
        İkramiye, cenaze yardımı,  sağlık Yardımları, protez araç gereç temini
        SSK üzerinde % 25 ve %10 daha fazla tavan üzerinden bir dönem prim ödenerek ve kurumumuzun çok iyi sözleşmelerle sağladığı SSK üzerinde kazanılmış sağlık yardımı hakları. Ki bu haklar yaşamsal önem arz ediyor.
       Kurumlarca ödenecek sağlık yardımları da sosyal haklar kapsamında olup birer ödemedir. Sağlık yardımları limitleri ve uygulamaları, anlaşmalı özel hastaneleri 5510 sayılı yasada ve Vakıf senetlerinde değil, SGK’ca yayınlanan Sağlık Uygulamaları Tebliğ (SUT) ile, Vakıf-Sandıklarda da yayınlanan Genel Tebliğ veya Genel Duyurularla her yıl ilgililere açıklanmaktadır. SGK’nun ve Vakıf-Sandıkların Yönetmelikleri, tebliğleri, genel duyuruları, kanunu ve Vakıf senetlerini bağlayıcı unsurlardır. Kanundan veya Vakıf senetlerinden bağımsız yayınlar olarak düşünülemez.
       Akbank Mensupları Tekaüt Sandığı Vakfının 2011/3 sayılı Genel Duyurusunda “Vakıf senedimize göre; Sağlık Yardımı giderlerinin sağlık primleri ile karşılanamaması halinde oluşan fon açığını bankamız karşılamaktadır. 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 58.maddesi; Bankalarca sandıklarına açıklarının kapatılması için kaynak aktarılmasını engellemektedir. Her ne kadar Bankacılık Kanunundan sonra yasalaşan 5510 sayılı Kanunun Geçici 20. maddesi kaynak aktarımına imkân verse de Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurumu (BDDK) 11.2.2010 tarihinde sağlık yardımlarına ilişkin olarak sandıkların açıklarının kapatılmasına yönelik bankalarca kaynak aktarılamayacağına ilişkin kurul kararı alarak bankalara tebliğ etmiştir” denilmiştir.
        Akbank T.A.Ş. 2010 yılından bu yana sağlık yardımları açıkları için vakfımıza fon aktarmamaktadır.
Ayrıca 6111 sayılı torba yasanın 53.maddesinde “…5510 sayılı kanunun geç.20. maddesinin onikinci fıkrasında yer alan sınırlama dâhilinde sandıkların kuruluş senetlerinde yer alan hükümler ve sandıkların uygulamaları saklıdır” denilmektedir.
        Çalışan aktif sigortalılardan tahsil ettiği primlerin yetmediği tutardaki sağlık açıklarını vakıf senetlerine rağmen kapama engeli getirilen bankalar; Vakıflarında hiç prim tahsilâtının olmadığı 2013 Nisanından sonraki dönemde mi SGK’nun karşılamadığı sosyal hakları kısacası sağlık yardımı ödemelerini karşılayacaktır? Bu nasıl bir aldatmacadır? Bu nasıl bir hukuk anlayışıdır?
        “Adalet mülkün temelidir” yazılı mahkemelere “Haksız olduğun zaman yapacağın savunmaya güvenme” diyen Sokrat’ın sözü asılmalı. Belki kararlarında daha adil olurlar düşüncesindeyim.
        Birbirlerine tezat kanunlar, her şeye rağmen uygulama alanı bulan kurul kararı, bu çarpıklığa sessiz kalan denetim organları, hakkaniyetten uzak Anayasa Mahkemesi kararıyla hak ve hukuk arıyoruz.

      Anayasa Mahkemesi kararında karşı oy kullanan dört mahkeme üyesi içine düşürüldüğümüz haksızlığı ve hukuksuzluğu tam anlamıyla kararda özetlemişlerdir. Dernek yönetimimiz hakça, eşitçe, insanca bir yaşamın ve adil bir yargının özlemi içinde platforma dâhil tüm derneklerle birlikte Vakıf-Sandık emeklilerinin uğradığı bu haksızlığı bir nebze de olsa telafi edebilecek en iyi sonucu alabileceğimiz bir yol araştırılmaktadır. Bu yol da bulunacaktır. Hepinize sağlık ve esenlikler dilerim.

Hits: 364